Bingöl’de mahalli el sanatları daha ziyade dokuma ve örgücülüğe dayanmaktadır. Zira Bingöl ve yöresinde halkın en önemli kaynağı hayvancılık olduğu için geleneksel el sanatlarında da bu unsurun tesirini görmek mümkündür.
Dokuma ve örgücülüğün yanında, ağaçtan ve topraktan yapılan el sanatları da yaygınlık göstermektedir. Ancak bugün geleneksel el sanatları gelişen teknoloji ve şehirleşmeyle birlikte yavaş yavaş yok olma eşiğindedir. İnsan elinin emeğiyle yapılan sanatlar yerini makinelere bırakmak zorunda kalınca el sanatları da işlerliğini kaybetmiştir.
Yalnız Bingöl’de (bilhassa kırsal kesimlerde) hala mahalli el sanatlarına rastlamak mümkündür. Özellikle dokuma ve örgücülük az da olsa çömlekçilik varlığını korumaktadır. Kent merkezlerinde halı dokuma tezgahları ve kursları açılarak halıcılık faaliyetleri bir plan çerçevesinde sürdürülmektedir. Kırsal muhitlerde ise halk öncelikle kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla halı, kilim, palas, çorap, eldiven, heybe, keçe ve çömlekçilik ile ağaçtan yapılan tahta kaşıklar, hamur tekneleri, oklava ve kaval gibi mamulleri geleneksel olarak kendi el becerisi ve sanat zevki ile üretmektedir.
Bingöl’de özellikle kırsal kesimde yaptığımız inceleme ve gözlemler neticesinde en yaygın olarak sürdürülen mahalli el sanatlarını yapıldıkları malzemelere göre nazarı dikkate alarak şöyle sınıflandırmak mümkündür.
A / HAYVANSAL ÜRÜNLERDEN YAPILAN EL SANATLARI
Halkın çoğunun bu yörede hayvancılıkla uğraştığını ve dolayısıyla da hayvansal ürünlerden faydalandığı bilinmektedir. El sanatlarında dokuma ve örgücülük için hayvanın yününden yararlanılarak üretilen başlıca ürünler şunlardır:
HALI
Bingöl’de halıcılık işi genellikle sonbahar ve kış aylarında devam eder. İlkel dokuma tezgahlarında üretilen halıların yanı sıra son yıllarda Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünün açmış olduğu halıcılık kurslarında modern tezgahlarda çağa uygun, kaliteli halı üretimine başlanmıştır. Halk Eğitim kurslarında özellikle Hereke ve Isparta tipi halı çeşitleri dokunmaktadır. Üretilen halının kalitesi kullanılan yünün cinsi, dokunuştaki incelik ve maharet, desen ve boyamalardaki estetiğe göre değerlendirilir. Bingöl halılarında hakim olan renk kırmızıdır. Halılarda kullanılan motif ise daha çok çiçek, deveboynu, elibelinde, geometrik şekiller ve diğer bitkilerin şekilleri motifleridir. Halının yapımında kullanılan yün ise iyice temizlendikten sonra çıkrıklar ve kirmanlarla kullanışlı hale getirilip dokumada kullanılır.
KİLİM
Yöre insanının yüzyılların verdiği tecrübe ve maharetle ürettiği Bingöl kilimlerinde tabiatın güzellikleri ve renk cümbüşleri bir estetik anlayış ve sanat zevki hakimdir. Kilimlerde güneşin doğuşu canlı hayvan resimleri bitki motifleri ve simetrik veya geometrik desenler kullanılır. Kilimin yapımında kullanılan yün tabii renginde yada yerli boyalarla boyanarak uygun hale getirilir. Kilimin dokumasında halıdan farklı olarak ilmikler atılmayıp çözgü iplerinin arasında masura geçirilir ve kerkitle sıkıştırılır. İmal edilen kilimler oda süslemeleri yatak örtüleri ve namazlık olarak kullanılır.
HEYBE
Umumiyetle omuzda, at, eşek vb. yük hayvanlarında yük taşıma aracı olarak kullanılan heybe birbirine yapışık iki torbadan ibarettir. Eşya ve yük taşımak için yapıldıklarından dokumaları çok sağlam olarak yapılır. Yörede atın terkisinde eğere bağlanır.
Heybe, palas ve kilim parçalarından yapılır. Tezgahı basit olup, kilim ve palas tezgahlarında dokunur. Çözgü ipleri yünden ve keçi kılından olur. Desenleri kilim ve palas desenlerinden pek farklı değildir.
KEÇE
Beyaz veya kırmızı kuzu yününden yapılır. Yapımına geçmeden önce yün ayıklanıp yıkanır. Güneşte kurutulan yün kilim üzerine serilir. Serme işlemi sonrası kilim ile beraber rulo yapılır. Rulo yapılan yün ısıtıldıktan sonra düz bir zemin üzerinde güçlü ve kuvvetli dört erkek tarafından bir gün devamlı ara vermeksizin ayaklarla yuvarlanarak dövülür. Dövülme işinden sonra rulo açılır düz bir zemin üzerinde kurutulmaya bırakılır. Yapılan keçe evlere üzerinde oturmak için serilir. Bunun dışında dikdörtgen biçiminde dikilip soğuk günlerde çobanlara giydirilir.
ÇORAP
Genellikle koyun yününden yapılır. Çorapların üzerinde halkın zevk ve sanat anlayışını yansıtan motifler kullanılır. Renk olarak en çok beyaz renkte olan çoraplar siyah ve kırmızı yünden de yapılmaktadır. Motif olarak bitki, hayvan ve eşyalarla ilgili şekiller ve simgeler kullanılmıştır.
Çorap yapımına üç şişle başlanır. Yapılışı 4cm’ye ulaştığı zaman şiş sayısı beşe çıkarılır. Yörede kış şartları şiddetli ve uzun sürdüğü için hemen hemen her evde çorap örme işi yapılır. Çorapların ağız kısmına istenilirse püsküllerde takılır.
ELDİVEN
Eldivenin örümü de çorap örümü gibidir. Çoraplar ya beş parmakla örülür yada tek çıkıntılı olarak örülür. Genelde beyaz ve kahverengi kullanılıp, sade veya desenli de yapılabilir. Desen olarak genelde çiçek şekilleri veya diğer bitki şekilleri kullanılır. Parmak uçlarına ve ağız kısımlarına da istenilirse püsküller takılarak süs verilebilir.
Yukarıda belirttiğimiz dokuma ve örgücülükten başka Bingöl’de kadınların ve genç kızların yaptıkları elişleri de oldukça yaygınlık göstermektedir. Özellikle simle kumaşlara işlenen süsleme biçimi ile yazma ve yemeni uçlarına, laçık uçlarına yapılan çiçek motifli oyalar yörede sıkça rastlanan diğer el sanatlarıdır. Ayrıca el yapımı masa örtüleri, sehpa örtüleri gibi dantele dayanan ürünler de dikkati çekmektedir.
B / AĞAÇTAN YAPILAN EL SANATLARI
Ağaç işçiliğine dayanılarak yapılan el sanatları içinde en çok dikkati çekenler şunlardır:
DEKİK
Bingöl’e özgü olup “dekik” olarak tabir edilen bir tür çoban çalgısıdır. Çok eskilerden beri Bingöl’de yapıldığı söylenen dekik, top biçimindeki yuvarlak bir ağaç parçasının içinin oyulması suretiyle yapılır. İki yanında iki delik olup bunlardan bir sigara kağıdı ile kapatılarak nefesle çalınır. Böylece ahenkli bir sesi çıkarması sağlanmış olur. Dekik özellikle Genç ilçesi Çaytepe ve civar köyleri ile Kiğı ilçesi köylerinde hala yapılmaktadır.
KAVAL
Türk halkının müziğinde kullanılan üflemeli bir çalgı olan kaval dilli ve dilsiz olmak üzere iki biçimde yapılır. Gürgen ve şimşirden yapıldığı gibi kamıştan da yapılır. Gürgen ve şimşirden yapıldığı gibi kamıştan da yapılır. Özellikle çoban çalgısı (zel) olarak yörede çokça kullanılırı. Eski devirlerde ildeki ustalarca sıkça yapılmasına rağmen günümüzde bu el sanatı da giderek zayıflamaya azalmaya başlamıştır. Kaval Anadolu’nun pek çok ilinde olduğu gibi Bingöl’de de halkın muhayyilesinde, sanat anlayışında mühim bir yere sahiptir. Zira bir çok hikaye ve efsanede bahis mevzu olur. “Kara Koyun” efsanesinde çoban bolca tuz yedirilen ve birkaç gün susuz bırakılan kara koyunu su içmekten caydırmak ve ağanın güzel kızını almak için kavalını ustaca alıp herkesin olamayacak bir şey dediğini yapmayı başarır. Kavalıyla, duygu dolu ezgileriyle kara koyunu etkileyip su içmekten vaz geçirir.
KAŞIK - KEPÇE
Kaşık ve kepçeler önce kaba şekilde kesilip, yontulmuş ağaçlardan yapılır. Daha sonra üzerleri işlenip cilalanır. Ancak bu işlemeli ve cilalanmış kaşıklar zamanla yerlerini sade, desensiz tahta kaşıklara bırakırlar. İşlemeli olanlar daha ziyade sergi için veya vitrinlik eşya olarak kullanılmak için yapılırlar. Yöredeki köylerin çoğunda hala tahta kaşık ve kepçeler yapılıp mutfak aksesuarında yerlerini muhafaza etmektedirler. Fakat modernleşme ve sanayileşme ile birlikte artık eskisi gibi tahta kaşık ve kepçeler el emeği göz nuru ile üretilmeyip geleneksel özellikleri yavaş yavaş yitirmeye başlamıştır. Metal kaşık, çatal ve kepçe gibi mamuller yaygınlık kazanmıştır.
Ayrıca Bingöl’de bu ağaç işlemelerinin yanında yağ, bal ve hamur tekneleri ile yöreye özgü imal edilen çeyiz sandıkları da yapılırdı. Özellikle Cumhuriyet öncesinde bu el sanatları halkın ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak yapılırdı. Bu el sanatları içinde bilhassa çeyiz sandıkları ustaların ince sanat anlayışı ve yılların verdiği tecrübe ile çok estetik bir görünümde imal edilirdi. Değişik desenler ve oymacılık motifleri işlenip istenilirse boyalanarak kullanıma hazır hale getirilirdi.
Yine yörede çocuklar için ağaçtan yapılmış araba, beşik ve oyuncaklar ile çiftçilikle uğraşan halkın ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak saban, döven, harman savurma v.b. tarım aletleri de çokça yapılan el sanatlarındandır. Kırsal yerleşim birimlerinde bu el yapımı mamullere hala rastlamak mümkündür.
C / TOPRAKTAN YAPILAN EL SANATLARI
Topraktan yapılan el sanatları kullanılabilecek ve kolaylıkla yoğrulup şekillendirilebilecek özel bir çamurdan yapılır. Yumuşak ve işlenebilir halde bulunan toprağa çeşitli teknikler uygulanarak bazı biçimler verilir. Bu tarz malzemenin kullanılmasıyla yapılan el sanatları içinde çömlekçiliğe dayanan çeşitli boy ve biçimlerde destiler, küpler, tava ve tencereler ile toprak ve taşın malzeme olarak kullanılmasıyla yapılan ekmek tandırları dikkati çekmektedir.
TANDIR
Halkın ihtiyacına yönelik olarak topraktan ve taştan yapılan ekmek tandırları bir tür fırın görevi görmektedir. Tandırda pişirilen ekmeğin kendine has bir lezzeti vardır. Hala bir çok kırsal kesimde olduğu gibi kent merkezlerinde de bu tandırlara rastlamak mümkündür.
Çömlek yapımında olduğu gibi tandır için de kolay yoğrulup şekil alabilecek özel bir toprak kullanılır. Bu toprak yoğrulup içine biraz da saman karıştırılarak dayanıklılığı ve yapışkanlığı sağlanmış olur. Yoğrulan çamur çubuklar halinde üst üste dizilerek kaynaştırılıp 70-80 cm civarında bir yükseklikte çanak haline getirilir. Bu çanak ağız kısmından dibine doğru genişliği artacak şekilde olup, tabanında da ön tarafa doğru bakan bir tünelciği vardır. Bu tünelcikten tandırın külü alınır, temizliği yapılır. Yapılan bu tandır çanağının etrafı taşlarla örülerek yapısı korunmuş olur. Ekmek pişirilmek istendiğinde tandır odun, tahta gibi yakacaklarla ısındırılır. Normal bir sıcaklığa sahip olan tandırın iç kısmına, çanağına hazırlanan ekmeklik hamur ıslandırılarak yapıştırılır. Bu şekilde ekmekler tandırın çanağında odun ateşi ile pişmiş olur.
HALK OYUNLARI
Bingöl halk oyunları kendine özgü karakteri ile büyük bir beğeni kazanmıştır. Özellikle komşu iller tarafından taklit edilmektedir. Bingöl halk oyunlarının bilhassa Diyarbakır'da oynandığına tanık olmaktayız.
Kartal Oyunu
Bu oyunda oyuncular, dağlarda sert kayalar üzerinde uçan kartalları andırır. Oyunun, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıktığı rivayet edilir. Karlıova'dan Şeref Meydanı'na doğru saldırıya geçen Rus kuvvetleri ile askerlerimiz ve milis kuvvetlerimiz arasında meydana gelen savaşta galip gelen kuvvetlerimizin kahramanca savaşını öyküler. Savaş meydanında kalan düşman cesetlerine kartalların hücum etmesiyle, kartal oyunu sembolize edilmiştir.
Delilo Oyunu
Çevrede en fazla oynanan oyunlardan biridir. El ele tutuşarak bir çember yapılır. Tutulan eller içe ve dışa doğru sallanır. İleri çökme hareketleri yapılır.
Çepik (El Çırpma)
Çok sert figürleri olan bir oyundur. Oyun, yöre insanının tabiat ile olan mücadelesini ve oyuncular arasında bir nevi kuvvet denemesini yansıtır. Oyun; davul, zurna eşliğinde oynanır. Müziğin başlaması ile birlikte sağ ayakla oyuna başlanır. Üç adım öne yürünür, üç adım bitiminde eller çırpılır. Bu hareketlerin bir kaç kez tekrarından sonra eşler birbirlerine dönerek ellerinin içleri ile üçer defa sert bir şekilde karşılıklı vuruşurlar. Bu vurma hareketleri bir kaç kez yapılır.
Çaçan
Hareketli bir oyundur. Yörede en çok sevilen ve tutulan oyunlardandır, Ayaklar yeri döverek tempo tutulur ve öne doğru üç sıçrama yapılır. Hareketlerin aynı anda yapılmasına özen gösterilir.
Her toplumun kendine has adet ve inanışları vardır. Yöremizde geçmişten günümüze gelen ve halk arasında var olan, töreler, adetler, inançlar halk tabipliği az da olsa itibar görmektedir.
Yeni doğan çocuğun kırkı çıkmayıncaya kadar evden çıkarılmaz, o ev komşulara ateş vermez.
Yeni doğan çocuğun kulağına ezan okunur.
Karga (Saksağan) kapıda öterse uğursuzluk getirir.
Eve yeni gelen gelinin kayınbaba ve kayınbiraderlerle konuşması ayıplanır.
Aile büyüklerine karşı çocuğu kucağına alma, onunla ilgilenme ve sevme hoş karşılanmaz.
Güneş ve ay tutulmalarında ezan okunur ve iki rekat namaz kılınır.
Kesilen tırnaklar toprağa gömülür.
Köpeklerin uluması uğursuzluk getirir.
Cuma günleri yaş odun kesilmez, ekin biçilmez.
Ölü evinde üç gün yemek pişirilmez.
Yeni doğan bebeğin kesilen göbeği cami duvarına konursa çocuk din alimi, okul duvarına konursa tahsilli olur.
Sarılık hastalığına yakalanan kimselere sarı boncuk veya altın takılır, sarı elbise giydirilir.
Cuma günleri çamaşır yıkanmaz.
Nazardan korunmak için mavi boncuk veya muska takılır.
Bazı çıbanları patlatmak, içindeki iltihabı çekmek için üzerine soğan veya geniş yapraklı bitki (yörede Pelhaves denilen yaprak) konur.
Armut ve elma ağaçları çok çiçek açarsa o yıl kar yağar.
Geceleri hava bulutlu olup içinde kırmızılık varsa yağış olmaz.
Bulutlar doğuya doğru kayarsa hava güneşli olur, Batıya kayarsa yağış olur.
Kuşlar sürü halinde ağaçların tepesine konarsa o yıl kışın erken geleceğine ve şiddetli geçeceğine inanılır.
Geceleyin aynaya bakmak uğursuzluk getirir.
Akşamları evi süpürmek bereket kaçırır.
Yolculuk yapanların arkasına su dökülür.
Arının soktuğu yere çamur sürülür, sıcak taş ve demir bastırılır.
Gün batımından sonra tırnak kesmek uğursuzluk getirir.
GİYİM / KUŞAM
KADIN GİYSİLERİ
Fistan - Elbise
Şalvar
Entari
Gümüş Kemer
Oyalı Yazma
Gömlek
Şal
Ağvan Şapka (Fini ) Foni
İşlemeli Mendil
Yelek
Yemeni (Topuklu
BAŞA GİYİLENLER
Başlık (Fini)
Tenekeden yapılmış kofi denen çember takılır. Arka ve kenarlardan püsküllüdür. Arka püsküller kalçaya, yan püsküller zülüfe kadar sarkar. Fininin ön kısmına peneslerle (pul) süslenmiş tülbent (ipek ve benzeri) takılır.
Gerdanlık
Altın (yuvarlak) tipli takılar, beyaz-mavi inci boncuklarla dizi halinde gerdana takılır.
Leçek (Dölbent)
Beyaz dölbent olup, etrafi boncuk veya penes (pul) denilen süslerle süslenir, başa takılır.
SIRTA GİYİLENLER
Atlet (İç Gömleği)
Beyaz, ipeksi, kaygan tipli ince kumaştan dikilir. Gecelik tipli "U" yaka ve tek düğmedir.
İç Donu
Kısa kilot tipli dondur.
Fistan (Entari)
Simli, kırmızı yün veya ipekli kumaştan yapılır. Belden büzgülü etekler yandan yırtmaçlıdır. Ayak topuklarına kadar uzanır. Kol ile omuzun birleştiği yer büzgülüdür. Entarinin göğüs kısmı siyah şeritlerle (kaytan) süslüdür.
Yelek
Has dökümlü ipekten yelek tipli, yandan yırtmaçlı ve göğüs "U" yakadır. Fistanın üzerine giyilir. Rengi kırmızı olup, işlemelidir.Önü düğmelidir.
Kuşak
Şal ve ipekten ince dokunur. Rengi ise beyazdır.
Şalvar
Has ince ipekten dokumalı, dökümlü, uzun ve genişçe dikilmiş olup, fistan altında giyilir. Genelde yelek renginde olur.
AYAĞA GİYİLENLER
Çorap
Mahalli motiflerle süslenmiş ve elle örülmüş yün (ince) örme ile dokunan çoraplar giyilir.
Ayakkabı
Beyaz renkli, çarık tipli, yüksek yumurta, topuk sivri burun, deriden yapılmış olup, poçiklidir (kuyruklu)
TAKILAR
Takı
Altın veya gümüşten lira biçiminde takılar göğüse takılır.
Bilezik
Gümüş veya altın renkli bilezikler takılır.
AKSESUAR
Kemer
Halkalarla birbirine bağlı altın renkli veya gümüş kemer bele bağlanır.
Mendil
Yelek renginde olup, ipekten yapılır. 2 ayrı renkte mendil kullanılır.
ERKEK GİYSİLERİ
Tiftikli Kalpak
Yelek
Şalvar
Ayakkabı
Yün çorap (Tiftikli)
Hamale
Mendil (ipek)
Yemeni (Topuklu)
BAŞA GİYİLENLER
Papak (Küllah)
Yün veya tiftikten el örgüsü ile örülmüştür. Rengi kahve rengine benzerdir. Açıldığı zaman yüz kısmı açık, omuzlara kadar inen bir başlıktır.
SIRTA GİYİLENLER
İç Gömlek
Beyaz patiskadan kaygan tipli (ipeğimsi) kumaştan bisiklet yaka olup, tek düğmeli olarak dikilir.
İç Donu
Beyaz patiskadan kaygan tipli (ipeğimsi) kumaştan uzun şalvar tipli, bileklerinden düğmeli, belden uçkurlu olarak dikilir.
Gömlek
Kutnu kumaştandır. Dokuması ipeğe benzer, hakim yaka ve kollar uzun kol olup manşetlidir. Kırmızı veya sarı-kımızı karışık renkli oluşu tercih edilir. Düğmeler uyumlu renkten olmalıdır.
Yelek
Siyah ve simli kumaştan dikilir, yakası U şeklindedir. 6 düğme ve 2 ceplidir. Düğmenin birine köstek takılarak saat cebe konur.
Şalvar
Lacivert, dökümlü sal kumaştan ince dokunanı tercih edilir. Geniş ve kemer kısmı uçkur ile bağlanır. Paçaları dar, ağı diz altına kadar uzanır.
Kuşak
Şal ve ipekten dokunmuştur. Şal dokuma kalın olup, ipek ince dokumadır. Renk ise beyazdır. Kuşaklar üçgen şeklinde, üçgeni sola gelecek şekilde bağlanır. Püsküllerin sarkmasına özen gösterilir.
AYAĞA GİYİLENLER
Çorap
Siyah-Beyaz karışık renkli tiftik veya yün örme olup, ince dokuma ile dokunan çoraplar giyilir.
Ayakkabı
Beyaz renkli, çank tipli, yüksek yumurta topuk, sivri burun, deriden yapılmış olup, poçiklidir (kuyruklu)
AKSESUARLAR
Mendil
Gömlek renginden olup, ipekten yapılır. 2 ayrı renkte (beyaz-kırmızı ipek) mendil kullanılır.
Köstek
Gümüş zincir ve cep saatine takılır, yeleğin cebine sarkıtılarak konulur.
Yazın yenilmesi ağır olan kış mevsiminde yoğunluklu olarak yapılan bir yemek çeşididir. Kullanılan malzemelere göre adı değişiklik gösterir. Asıl gömme kilin altında topraktan yapılmış bir sacın altında pişirilir. Bazen de iki sacın arasında üzerine közlü ateşler konularak pişirilir. Hamuru; mayasız olur, sadece un ve su ile hazırlanıyor. Ocağın büyüklüğüne ve kalınlığına göre yuvarlaklığı şekillenir. Temizlenen kızgın ocağa konulur. Üzeri sac ile kapatılır ve ateşle örtünür ve pişirilmeye bırakılır. Piştikten sonra bir kenara alınır ve soğuması beklenir. Sonrasında içi oyulur ve doğranır. Üzerine ayranlı sarımsak ve tereyağ dökülür. İsteğe bağlı olarak pekmez suyu da dökülebilir.
2.AYRAN ÇORBASI
Geniş bir tencerede yapılan ayran aşı çorbası yaz aylarında soğuk bir şekilde kışın ise sıcak bir şekilde tüketiliyor. Bu yöreye ait özel otların katılmasıyla birlikte güzel bir lezzet veriyor.
3.MASTUVA
Bulgur ayıklanıp bir tencereye konulur ve kaynadıktan sonra üzerine dökülen ayran ile karıştırılır. Sürekli bir şekilde tahta kaşık ile karıştırılır. Karıştırma sonucu katı hale gelir.
4.TUTMAÇ ÇORBASI
Un, tuz ve su ile yoğrulan hamur yufka gibi açılır ve kesilir. Çatılarda, damlarda yapılır genelde serilir ve kuruması beklenir. Kısa bir sürede kurur. Yaz aylarında yapılana tutmaçlar kış aylarında tüketilir. Yörede bu çorba için özel yapılan yoğurdun başka bir çeşidi olan süzme ile yapılması daha lezzetli olmasını sağlayacaktır. Ayrıca Bingöl’de Punk adı verilen ve çeşitli adları olan naneye benzer bir bitki de bu çorbaya güzel bir tat veriyor.
5.SORİNA PEL
Pişirilip hazırlanan yufkalar iç içe konularak dürüm haline getirilir ve bir tahta üzerinde kesilir. Kesilen parçalar sıkı sıkıya dizilir. Dövülen sarımsaklı yoğurt ekmeğe dökülür ve üzerine kızartılmış tereyağı dökülür.
6.DUT KAVURMASI
Bingöl’de dut ağaçları bir hayli fazladır. Yürüdüğünüz her kaldırımda dut ağaçları mevcuttur. Dutu meşhur olan Bingöl’de kuru duttan yapılan hoşaf ve kavurma da oldukça meşhurdur.